20 Ağustos 2012 Pazartesi

Tipik olarak birini özleme sendromlarımdan birini yaşıyorum.
kaanla karşılaşmalarımız gün geçmiyor ki azalsın. Kendimi nerelere vursam nerelere atsam derken tatile gidiyorum.
brandon flowers hala çok güzel söylüyor "ama bir güntaç özdemir değil tabiiki"
maymun iştahımdan kurtulduğum an tüm dünyaya huzur verebileceğim.
çıkarcılık kötü bir şey.
gizemi özledim.
kime güveneceğim kocaman soru işaretleri.
gün geçmiyor ki kafamdaki soru işaretleri azalsın.
bazen herkese zarar verdiğim hissine kapılıyorum. insanları üzmek üzerine programlanmışım gibi.
sürekli değişen çevrem. sabit ben. ve ısrarla bunun doğru olduğunu iddia ediyorum.
Bazı şeyler hiç değişmiyor.
Bazı şeyler keşke değişse.
Keşke saçma şeyler yapmaktan vazgeçseydim aylar önce.
Salaklığıma yanmayayım.
Güntaç özdemir- ecel (2012)

Babaannem fal baktığında "aydınlıklar seninle olsun" diye bitirir her seferinde.
ben aydın'lıklara sahip çıkamıyorum. ama yine de her şey çok mükemmelmiş gibi davranmakta üzerime yok.
gülücüklerimiz, kahkahalarımız aman eksilmesin.
içten şirinlik yapmayı özledim.
sevdiğim insanları üzmemek adına yaptığım hataları saklamak için şirinlik yapmayı.
"şirinlik yapıyorsa bir bok yemiştir."

üzülüyorum.
değer verdiklerim bir bir azalıyor.
hayatta neye değer verip neleri paylaşacağız.
içki içip eğlenmekle geçmemeli zaman.
paylaşak neşeli anılarımız olmalı.

kendimizi yanlış tanıtmalarımız bir son bulmalıydı.
bulmadı.

ben o değilim. dedin.
onu derken bile olmak istemediğimiz kişiler ne kadar içimize sinmiş. farkedememişiz.
senin dediklerini ben de diyorum ama işe yaramıyor.
sana anlatmıyorum. görüyorum. sarılamıyorum.
kuru merhabaların altına sığınmış günleri geçirmeye devam ediyoruz.

"sen o değilsin."

9 Ağustos 2012 Perşembe

çok özledim. ebemi sikeyim çok özledim.
köpek gibi özledim.
kollarımı göğsüme bitiştirip kafamı yasladığımda bana sarılmasını da çok özledim.

her derdimi şirinlik yaparak çözmek istiyorum.

2 Ağustos 2012 Perşembe

gecelerden nefret edebilirim. bana hatırlattığı duygular için.
hep birilerini özlüyorum.
çok üzücü.
özlemek de uyku gibi olsa keşke. zor gelse ama gelse. teslim olsa karşıdaki kişi bir süre sonra.
gene bir geçmiş krizindeyim.
teşekkürler manzara, yıldızlar.

21 Temmuz 2012 Cumartesi

Birbirimizi çabuk tüketmek istemeseydik,
sempatik bulmadığımız insanların mutsuzluğu mutluluk sebebimiz olmasaydı,
sevdiğimiz şarkıları büyüsü kaçmasın diye kimseyle paylaşmamak yerine, "herkesin dinlediği bir şey bizim için bak nasıl da özel" keyfine varabilseydik mesela;
o biriktirilen sonbahar yapraklarının üzerine koşa koşa zıpladığımda attığım kahkahalardan mutlu olan biri olurdu. Çünkü o zaman bencil insanlar topluluğundan çıkmış olurduk.

Birbirimizi hızla tüketiyoruz, amerikada yaşayan kadınlar topluluğu gibi.
En üzücü kısmı ise, bunu yapmaktan gurur duyuyoruz.
Çok özledim. Allah belamı versin ya.

6 Aralık 2011 Salı

Çok korkağım.
insanlara değer veremeyecek kadar, onları kaybetmek en zoru olacağı için. sevdiğimi söyleyemeyecek kadar korkağım. yanımda olmalarından, benimle bir şeyler paylaşmalarından yaşadığım mutluluğu söylemeyecek kadar.
hayatın ciddi kısmını dikkate alamıyorum. ciddiye binince bütün olaylar, ben orada olmuyorum.
oysaki ne kadar çok isterdim, iyi ki yanımdasın, seni seviyorum diyebilmeyi.

8 Kasım 2011 Salı

Pişmanlık duymayacağım olgunluğa ne zaman erişirim bilimiyorum. hayat zor. keşke yaptıklarımızı sildirebilseydik. ya. belamı arıyordum zaten aylardır başıma iş gelmemişken.
yaptıklarımı vicdan kısmına girmeden yaşamak istiyorum. ya da vicdan kısmını dert edeceğim işler yapmak istiyorum.
lütfen. lütfen. lütfen.
hiçbir şey bozulmasın.
LÜTFEN.